Evrene salınmış bir kuş gibiyim
Bu hafifliği hiç kaybetmedim
Sarıldığım ana rahminden çığlıklarla koparılıp
Atıldığım bu sıkıcı rüyadan
Gerçeğe dönüş için
Toprağa uzandım -tabiatı dinliyorum
Kulak kesildim, israfil, hadi
seni bekliyorum
Bitir bu boşluktaki salınımı
Kavuştur anlamına varlığımı
Artık huzurlu bir son istiyorum.
Hora
tem ` 15
bir yok oluş krizi
https://www.youtube.com/watch?v=o_oqq3s1Q64&list=PLfNCCykpDqR8GYuF_qS7-9eJQhqtiAaAW&index=7
Horanın Mahzeni
dumanlı, musikili, hüzünlü oda..
Neden yazılır bir şiir
Neden okunur bunca yazı
Çünkü nasıl aşılabilir başkaca
İnsanın karmaşıklığı
Edip
Kafası daim dumanlı, her an hüzünlü, yaralı bir meczup, musiki tiryakisi Hora'nın mahzeni
9 Temmuz 2015 Perşembe
3 Nisan 2015 Cuma
Soykırım
anlamazdın
ne omzunu sundun çağlayayım,
ne kulak verdin inleyeyim.
bilmezdin,
vermediğin sevginin yoksulu olarak
yanlış bir adreste ararken izlerini
kulluk haritamı karalara boyadığımı
hakkına girerek masum bir sunağın
tüm çocukluğumla günahlarıma yandığımı
sesini yut! ağlamanı yut! derdin
sineme sesler mezarı bıraktın baba
her doğum günümde ağıtlar söylenir orada
an gelir sel olur yaşlarım
söker çocukluk anılarımı
şimdi, hiç çocuk olmamış bir anne
sırtında kamburu evlatlık kederleri
yavrusuna kızmamak istese de
ruhuna nakşedilen öfke nöbetleriyle
döküyor torununun can incilerini
bu en acı silsile
sıyrılmak ne mümkün bir saltanat belası
acımak ve acıtmak müptelası
bir soytarı ve soyağacı
bir gün iyileşmek ve evlatlarımda yara olarak kalmamak dileğiyle ..
Hora / Nisan 2015
02:23
* https://www.youtube.com/watch?v=6pSwZH8lRc8
19 Şubat 2015 Perşembe
Mor balon
Evladım ,
Gölgelerde yaşayan bohem bir
delinin
Ve meleklerle musafaha edercesine pür edep bir ruhun
Müjdesi, kâr-ı ömrüsün.
Yaşam haritamda yeşeren,
deliveren bir ormansın
Dipsiz bataklıklarıma inat
çamurlarımdan başveren bir nilüfer
Kendimle aşağıya çekmemek için
seni
Çırpınıyorum mütemadiyen acıyan
ruhumun kanatları elverdiğince
Semaya, Rabbine yükseltebilmek
için
Bazıları beceremez yaşamayı
Ömrüne biçilen edimleri çeker
Bir siyah tespih gibi
Bunca mutsuzluktan nasıl
devşirilir bir hanımeli
Annenin çabası, temiz ağızların
duasıyla belki,
Güzel yüzüne ısmarlanan bir
tebessüm buketi
Siler yüreğimdeki dipsiz
kaygıları
Gel çocuk..
Yalnız sen istersen karşı
çıkabiliriz birçok şeye
Mesela yerçekimine, tutarsan eğer
ellerimden
Mor bir balona dönüşürüm uçarız
kainatın her köşesine
Mesela müzmin hüznüme, mutlu
olursan eğer
Huzurlu bir ruh olurum
Giderken Sevgili’ye..
https://www.youtube.com/watch?v=tgEMtKm1GX8&list=PLUfw1HR3j9yBAK721RcsIg4X0dQHyh-jq
https://www.youtube.com/watch?v=tgEMtKm1GX8&list=PLUfw1HR3j9yBAK721RcsIg4X0dQHyh-jq
Hora / Şubat 15
11 Haziran 2014 Çarşamba
ömür törpüsü
kadim bir dostun varlığı
sağlamasıdır yaşamın
dost bereketiyse ömrün,
yalnızlık varoluşun vebası
en büyük iddiasıdır bir kulun
varlığı çatlayana kadar yalnızlığa dayanması
peyderpey aşındırırken ruh, kalıbı
aynada kendine yabancılaşırsın
uzun susuşlar
unutturur sesinin rengini
bir vakit konuşmaya niyetlendiğinde
her sözün çığlık makamında tellenir
çaresiz
yine, yeniden
susarsın .
Hora / Haz 14
29 Mayıs 2013 Çarşamba
12 Mart 2012 Pazartesi
wishful thinking..
tenimden topladığım yoksunluklarla,
arabesk şarkılarla beslediğim
ısırgan yapraklarını
tadımlık bırakıyorum koynuna
sarıldıkça sövesin.
geride bıraktım tüm hüzünleri..
zevkten çocuklar gibi koşturan hür bir atın sırtında unuttum tüm kederleri
zemheriden sebep ağrıyan parmaklarıma ve sandığımdaki kırılgan yanlarıma sırtından sarıl, şimdi!
gitarının tellerine sar beni
bu gece
şarkılar telleniyor gönül sahnemde..
çal beni sam
yine yeniden çal beni.
arabesk şarkılarla beslediğim
ısırgan yapraklarını
tadımlık bırakıyorum koynuna
sarıldıkça sövesin.
geride bıraktım tüm hüzünleri..
zevkten çocuklar gibi koşturan hür bir atın sırtında unuttum tüm kederleri
zemheriden sebep ağrıyan parmaklarıma ve sandığımdaki kırılgan yanlarıma sırtından sarıl, şimdi!
gitarının tellerine sar beni
bu gece
şarkılar telleniyor gönül sahnemde..
çal beni sam
yine yeniden çal beni.
Hora/ bir mart vakti
7 Mart 2012 Çarşamba
mezar çiftetellisi
Kafiyeli, siyah kokular salıyor
içimde can çekişen atlar
içimde can çekişen atlar
Öldür beni
Her köpeğin dişlerinde bıraktığım parçalarımdan
Derdiğin gemimi suya emanet et ve içinde eridiğinde o sıvıyı zerket mutluluğun kıymetini bilmeyen ahmakların kıçlarına. Tam teşekküllü depresan.
Depreşşinler
Tepinsinler
Ersinler sırrına.
Bu omzumdaki ağırlık de ne Miçki? sanki

Bir içli türkü, bir ıslık ve hoop tuttukları gibi omzumdan attılar beni de açtıkları leş çukurlarından birine. Gadjo’daki bunağın geldiği yerden olacaklar ki, mezarımın üzerinde hem ağlayarak konyak içiyor sonra kalanıyla mezarımı suluyor ve yeniden hıçkırarak göbek atıyorlardı.
Hora / Mart 2012
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)